KORONA VİRÜSÜ VE GIDADAN BULAŞMA OLASILIĞI

PROF DR AZİZ EKŞİ

Günlerden beri evde kapalıyız ve ne kadar daha kalacağımızı tam olarak bilemiyoruz. Fakat nedenini biliyoruz… Yaklaşık üç ay önce Çin’in Wuhan kentinden yola çıkan  yaklaşık  100 nanometre (nm) çapındaki virüsün şerrinden korunmaya çalışıyoruz.   Bu virüsün bilimsel adı SARS-CoV-2 , yol açtığı etkilenme(hastalık) ise  COVID-19 olarak  adlandırıldı.

Bu görselin boş bir alt özelliği var; dosya ismi: corona-4.jpg

Eldeki bilgiler, zaman içerisinde çoğumuzun bu virüsle tanışacağını gösteriyor. Bu güne kadar dünyada rastlalanan olguların  yaklaşık  %5’i maalesef ölümle sonuçlanıyor. Başka bir deyişle yakalananların yaşama devam şansı şimdilik %95 dolayında. Daha önceki pandemilere(veba, kolera, influenza vb) göre bu  oldukça yüksek bir oran. Fakat çok hızlı yayılıyor.  

Uygulanan güvenli mesafe, el hijyeni ve evde kalma gibi önlemlerin   öncelikli amacı  virüsün yayılma  hızının  yavaşlatılmasıdır. İkinci  amaç ise salgının zamana yayılması ve tedavi hizmetlerinin aksamadan yürütülmesidir. Böylece hem  yakalanma olasılığı  azalırken  bulaşsa bile yaşama şansımız artıyor. Bu nedenle kaygıya kapılmak yerine  önlemlere uymamız gerekiyor.

Son günlerde korona hakkında, bunların ötesinde de çok şey öğrendik. Doğru bilgiler bilim kurulu ve konu uzmanları tarafından bize iletiliyor. Onlara teşekkür borçluyuz. Fakat bir yandan da ortalıkta çok sayıda doğrulanmayan bilgi ve haber dolaşıyor.Bu bilgiler   virüsün insan tasarımı olduğundan kıyamet belirtisi  olduğuna  kadar uzanıyor.Bunların  bir kısmı da gıda tüketimi ile ilgili…

Virüsten korunma ile gıda tüketimi arasında kuşkusuz bir ilişki var. Fakat bu dolaylı bir ilişkidir ve bu ilişki hem  virüs bulaşması hem de hastalıktan iyileşme açısından geçerlidir… Birincisi gıda tedariki,  ikincisi ise  gıda  tüketimi ile ilgilidir.  Anti-viral gıda(!)  listelerini şimdilik bir yana  bırakarak önce  gıda ile  virüs bulaşması arasındaki  ilişkiye  odaklanalım…

Ve hemen, açıkta satılan  gıdaların  bu açıdan oldukça  riskli olduğunu vurgulayalım. Gerçi bu virüs gıdalarda  oluşmuyor ve gıdaya bulaşsa bile gıda üzerinde çoğalamıyor(replikasyon). Virüslerin tipik özelliği ancak canlı hücre içinde etkili olmasıdır.Korona virüsü de  kendine uygun canlı hücreyi insanın solunum yolunda buluyor. 

 Ancak gıdaya başka bir kaynaktan (insan) virüs bulaşmışsa belirli bir süre(süre tartışmalı)  enfekte olma yeteneğini  koruyabiliyor. Bu süre içinde virüs,   gıdaya dokunan insanın eline bulaşabiliyor  ve  oradan da ağız, burun, göz yolu ile  solunum sistemine taşınabiliyor.

Açıkta satılan(ambalajsız) gıdalar; hazırlama, taşıma, pazarlama gibi  aşamalarda dış etkenlere  tümüyle açıktır. Bu işlemlerin çoğu zaten  insan eli ile gerçekleştirilmektedir.  Öyle olmasa bile ,enfekte insanlardan  açıktaki(satılan, depolanan)  gıdalara öksürme, hapşırma veya dokunma yolu ile virüs bulaşma olasılığı vardır.   Hele de bizim gibi toplumlarda…Pazarda veya  markette  meyve ve  sebzeyi mutlaka elle seçiyoruz.!.. Ekmek alırken bile  başkasının satın alacağı beş ekmeğe daha dokunmadan edemiyoruz. Bizim aldığımız ekmeğin, meyvenin veya sebzenin  önceki müşteriler tarafından ellendiğini unutuyoruz. Böylece  virüse kapıyı kendimiz  aralıyoruz. 

Bu nedenle,özellikle  böyle salgın dönemlerinde açıkta satılan gıdalardan olabildiğince sakınılması ve ambalajlı gıdaların  tercih edilmesi akılcı bir davranıştır. Gerçi ambalajlı gıdalar hakkında olumsuz şeyler de söyleniyor. Ne söylenirse söylensin,  ambalajlı gıda  bir gelişmişlik ya da uygarlık  göstergesidir.  Çünkü mbalajın birincil işlevi  içindeki gıdayı korumaktır… Hem toz ve topraktan hem  başka ellerin dokunmasından ve hem de  bakteri ve virüs gibi zararlıların  bulaşmasından.

Oysa açıkta satılan gıdaların böyle bir koruyucu kalkanı yoktur. Bu etkilerin tümüne açıktır. Dolayısı ile ambalajlı gıda tercihi aynı zamanda virüs bulaşmasından  koruyucu bir önlemdir.

Fakat  meyve, sebze gibi bazı gıdaların açıkta satılması hala yaygıdır.Bu durumda satın alınan gıdanın mutfağa girişte ovalanarak yıkanması, durulanması ve temiz bir kağıt  veya bez ile iyice kurulanması gereklidir.  Taşıma  poşeti hemen atılmalı ve gıdanın yıkama öncesi değdiği yüzeyler  sabunlu bir bezle temizlenmelidir.

Daha güvenli uygulamalar da vardır.Bunlardan biri gıdanın  bikarbonatlı(sirkeli değil)  su içinde  bir süre bekletildikten sonra yıkanmasıdır.Çünkü bu virüsün asidik ortamada daha dirençli olduğu belirtiliyor.  Diğeri ise gıdanın(eğer yapısı uygunsa)  20-30 saniye kadar  sıcak (55-60 santigrad) suda kısa süre bekletildikten sonra hemen soğuk su ile durulamasıdır.

Daha önemlisi; mesafeyi koruyalım, elimizi temiz tutalım ve evde kalalım…

GIDA GÜVENLİĞİ