Tarım Bakanı’na göre; toplam hayvan ve küçükbaş hayvan varlığında Avrupa’da birinciyiz, büyükbaş varlığında ise Fransa’dan sonra ikinciyiz. Yani “sorun yok” demek istiyor. Keşke olmasaydı…
Bu değerlendirmede yalnızca “hayvan sayısı” dikkate alınmıştır. Yani, büyükbaş veya küçükbaş olsun, her hayvan bir birim sayılmıştır. Bunun sağlıklı bir kriter olmadığı açıktır. Başka bir kriter “hayvan varlığı”nın standart bir canlı ağırlık değeri üzerinden ifade edilmesidir. Bu, hayvan sayısına göre daha nesnel bir değerlendirme kriteridir. Ayrıca, kişi başına hayvan varlığını esas alan ve dolayısı ile hayvan varsıllığı”nı yansıtan üçüncü bir kriter daha vardır. Şimdi bu üç kriter açısından Türkiye ve AB ülkelerinin durumuna bir bakalım…
Toplam “hayvan sayısı”ndan yola çıkarsak Tarım Bakanı haklıdır. TÜİK 2017 verilerine göre Türkiye’de 16.1 milyon büyükbaş(sığır, manda) ve 44.3 milyon küçükbaş(koyun,keçi) bulunuyor.EUROSTAT 2017 verilerine göre ise AB-28’de hayvan varlığı 88.8 milyon büyükbaş, 85.5 milyon küçükbaş ve ayrıca 150,3 milyon domuzdan oluşuyor.
Sığır açısından 18.9 milyonla Fransa birinci ve 12.3 milyonla Almanya ikinci sıradadır. Dolayısı ile Türkiye 16.1 milyonla ikinci sıraya oturuyor. Küçükbaş varlığında ise İngiltere 23.3 milyonla birinci sırada yer alıyor. Dolayısı ile Türkiye 44.3 milyon küçükbaş hayvan sayısı ile açık ara birinci sırada bulunuyor.
Hayvan varlığı açısından AB-Türkiye karşılaştırmasında yapılan birinci hata domuz varlığının gözardı edilmesidir. Oysa, biz ne kadar çok koyun eti tüketiyorsak AB ülkeleri de o kadar çok domuz eti tüketiyor. Dolayısı ile bu karşılaştırmada domuz görmezden gelinemez. AB’de domuz sayısı açısından 29.9 milyonla İspanya birinci ve 27.6 milyonla Almanya ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’de ise domuz varlığı sıfıra yakındır.
Bu karşılaştırmada yapılan ikinci hata, toplam hayvan varlığında türlerinin payının dikkate alınmamasıdır. Sığırın 1 birim(baş veya adet) sayıldığı hesapta koyunun da 1 birim sayılmasıdır. Bu hesap, elma ile armutun toplanması kadar yanlıştır. Çünkü sığırın canlı ağırlığı 500 kg ise koyununki 50 kg dolayındadır.
Toplamayı böyle yaparsak Türkiye’nin toplam hayvan sayısı 60.4 milyonu buluyor. Türkiye bu değerle Avrupa birincisi oluyor.Türkiye’yi 54.2 milyonla İspanyave 41.5 milyonla Almanya izliyor. Fakat, toplam hayvan varlığının türlere dağılımı AB ve Türkiye’de oldukça farklı. Türkiye’de hayvan varlığının %73’ü küçükbaştan ve %27’si büyükbaştan; AB’de %47’si domuzdan,%27’si büyükbaştan ve %26’sı küçükbaştan oluşuyor.
Doğru karşılaştırma için bu sayıların aynı birime dönüştürülmesi gerekiyor.En yaygın kullanılan kriter ise büyükbaş hayvan birimi(BBHB). Buna göre, büyükbaş hayvanın standard canlı ağırlığı 500 kg alınıyor ve 1 birim sayılıyor. Diğer hayvanların canlı ağırlığı bir faktörle çarpılarak bu birime (BBHB) dönüştürülüyor. Dönüştürme için sığırda kültür ırkı 1.0, melez ırklar 0.75, yerli ırklar 0.50, koyun 0.10, keçi ise 0.08 faktörü ile çarpılıyor. Domuz için bu faktör 0.33 alınmıştır.
Bu yolla hesaplanan BBHB cinsinden “hayvan varlığı” TABLO 1’de verilmiştir. Bu kritere(BBHB) göre AB’nin hayvan varlığı yaklaşık 146,9 milyondur. Fransa 24.3 milyonla birinci, Almanya 21.5 milyonla ikinci,İspanya 18,0 milyonla üçüncü, Türkiye ise 17.9 milyonla dördüncüdür.
Bu karşılaştırmada yapılan üçüncü hata ise ülke nüfusunun dikkate alınmamasıdır. Toplum refahı açısından önemli olan toplam hayvan sayısı değil kişi başına hayvan birimi sayısıdır. Yani toplumun gereksiniminin ne ölçüde karşılandığıdır. Buna “hayvan varsıllığı”da diyebiliriz. Daha kolay anlaşılsın diye hayvan varsıllığı 100 kişiye düşen (BBHB) olarak hesaplanmıştır. Bu yolla hesaplanan hayvan varsıllığı da (100 kişiye düşen hayvan birimi (BBHB/100 kişi) TABLO 1‘de verilmiştir.
AB ülkelerinde 100 kişiye düşen büyükbaş-hayvan birimi (BBHB) 2017

*1 BBHB: 500 kg canlı hayvan ağırlığı eşdeğeridir
AB’de 100 kişiye düşen BB-hayvan birimi ortalalama 29’dur. İrlanda 157 birimle birinci, Danimarka 101 birimle ikinci ve Hollanda 48 birimle üçüncü sıradadır. Türkiye’de ise 100 kişiye düşen hayvan birimi 22’dir. Bu açıdan Türkiye’nin durumu İngiltere, İtalya, Macaristan gibi bir çok ülkeden daha iyidir. Fakat hayvan sayısı açısından AB’de birinci olan Türkiye, hayvan varsıllığı açısından ancak ondokuzuncu sırada yer alabiliyor.
AB ve Türkiye karşılaştırmasında yapılan dördüncü hata ise; karkas ağırlığı ve süt verimi farkının gözardı edilmesidir. Türkiye’de sığır karkas ağırlığı TİGEM verilerine göre 274 kg’dır. EUROSTAT verilerine göre ise AB’de bu değer 290 kg dolayındadır. Süt verimine gelince fark oldukça büyüktür. Laktasyon döneminde inek başına süt verimi AB’de 6701 litre iken Türkiye’de 3143 litre kadardır.
Sonuç olarak; hayvan saysına göre yapılan sıralama yanıltıcıdır. Önemli olan toplumun gereksiniminin ne ölçüde karşılandığıdır. Bunun ölçütü ise kişi başına düşen standard hayvan birimidir. Ülkenin “hayvan varsıllığı”nı yansıtan bu kriterdir. Türkiye bu açıdan Avrupa’da birinci değil, maalesef ondokuzuncu sırada bulunuyor. Bu gerçeği görmeliyiz. Sırayı yükseltmenin yolu ise ithalat değil yerli üreticinin desteklenmesidir.