Çok sık sorulan sorulardan biri de meyve suyunun “ne içerdiği”. Soru böyle ama gerçekte ”ne içermediği” de merak ediliyor. Daha doğrusu koruyucu, renklendirici vb. katkı içerip içermediği de sorgulanıyor.
Soruyu doğru yanıtlamak için önce meyve suyu ve meyve nektarı tanımlarını anımsamakta fayda var. Meyve suyu deyince meyve oranı %100 olan içeceği, meyve nektarı deyince ise meyve türüne göre meyve oranı %25-99 arasında değişen içeceği anlıyoruz. Gıda kodeksindeki tanımlama böyle. Birincisi meyveye çok yakın, ikincisi ise meyve suyuna en yakın içecek tipi. Bu nedenle başlıktaki sorunun meyve nektarı açısından da yanıtlanması gerekiyor.
Ayrıca Türkiye, daha çok meyve nektarı tüketilen bir ülke. Yılda kişi başına düşen meyve suyu (portakal, elma vd) tüketimi 1.0 litre iken meyve nektarı(şeftali, vişne vd) tüketimi 7.8 litre düzeyinde. Yeri gelmişken, Türkiye’de meyve suyu ve nektarı tüketiminin AB ülkelerine göre düşük olduğunu da belirtelim. 2015 yılında kişi başına Almanya’da 29.4, Hollanda’da 28.0, Finlandiya’da 24.2 ve Avusturya’da 24.0 litre meyve suyu ve nektarı tüketiliyor, Türkiye’de ise 8.8 litre.
Önce meyve suyunun ne içerdiğine bakalım…
Meyve suyu doğal olarak %9-11 şeker içeriyor. Bu şekerin tümü işlendiği meyveden geliyor ve glukoz, fruktoz ve sakarozdan oluşuyor. Meyveye özgü doğal şeker profili, glisemik indeksin de düşük olmasını sağlıyor. Gıda kodeksi gereğince meyve suyunda katkı şeker yoktur.
Meyve suyunun asid miktarı, meyvesine göre %0.3-0.9 arasında değişiyor. Bazı meyvelerde (vişne, limon) yüksek, bazı meyvelerde (elma, şeftali) daha düşük. Çoğu meyve suyunun asidi işlendiği meyveden kaynaklanıyor. Ancak doğal asidi çok düşükse limon suyu katılmasına izin veriliyor. Asid profili (sitrik, malik, tartarik) meyveye göre farklı.
Meyve gibi meyve suyu da proteince zengin değildir. Protein miktarı meyve türüne göre %0.3-0.5 arasında bulunuyor ve 18 farklı amino asid içeriyor.
Meyve suyunun mineral miktarı %0.3-0.7 arasında ve 10 farklı elementten oluşuyor. Bunların başında potasyum geliyor. Miktarı oldukça yüksek, diğer elementlerin toplamına yakın. Buna karşılık sodyum miktarı çok düşük. Bu olgu sağlıklı beslenme açısından oldukça önemli. Çünkü sodyum tüketimi çok fazla ve diyetteki sodyum miktarının azaltılması gerekiyor. Buna karşılık potasyum; kan basıncının korunmasına, kasların normal fonksiyonuna ve kas kütlesi artışına katkıda bulunuyor. Ve bir bardak(1/5 litre) meyve suyu, günlük potasyum gereksiniminin yaklaşık %20’sini karşılıyor. Meyve suyu ayrıca; fosfor, magnezyum, kalsiyum, demir ve çinko gibi bir çok mineral daha içeriyor. Bunlar da meyveden geliyor.
Meyve suyu aynı zamanda vitamin kaynağı. Meyvesine göre 10 farklı vitamin içeriyor. Özellikle C vitamini (portakal, greyfurt vb) ve A vitamini (kayısı, şeftali vb) gereksiniminin karşılanmasına katkıda bulunuyor. C ve A vitamini aynı zamanda antioksidan.
Fakat meyve suyunun antioksidan etkisi bunlarla kısıtlı değil. Esas olarak fenolikmaddelerden kaynaklanıyor. Fenolikler serbest radikalleri bağlayarak bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hastalanma riskini azaltıyor ve yaşlanma sürecini geciktiriyor. Antioksidan açısından özellikle vişne, nar ve üzüm suyu öne çıkıyor.
Gelelim meyve suyunun ne içermediğine…
Sağlıklı beslenme açısından bazı bileşiklerin varlığı ne kadar gerekli ise bazı bileşiklerin de yokluğu o kadar önemlidir. Meyve suyunda sodyum miktarı doğal olarak düşüktür. Yağ miktarı doğal olarak sıfıra yakın. Kolesterol zaten yok. Sağlıklı beslenme açısından bu yokların tümü olumlu. Gıda kodeksi gereğince koruyucu, renklendirici, koyulaştırıcı gibi herhangi bir katkı maddesi de içermiyor. Bu da olumlu. Ayrıca, meyvede varsa bile pestisit ve hormon kalıntıları da proses sırasında uzaklaşıyor.
Meyve nektarına gelince…
Bunların çoğu meyve nektarı için de geçerli fakat iki farkla…Birincisi, meyvenin doğal bileşenlerini(vitamin, mineral vb) meyve oranı (vişne %35, kayısı %40, şeftali %50) ölçeğinde içeriyor. İkincisi, tat dengesini sağlamak için gıda kodeksi uyarınca şeker ve asid katılmasına izin veriliyor. Fakat başka bir katkı içermiyor.